Konyaaltı'daki yeni açılan Akademi Bar'a meraklı gözlerle girdi. Yoldan geçerken kulağına gelen yüksek tartışma sesleri merakını uyandırmıştı." Buradan bana iş çıkar " dedi.
Tartışma ve kavga alanları hırsızlık için ideal alanlardı onun için. Bar kalabalıktı. İnsanlar ceplerinden, cüzdanlarından çıkardıkları "düşüncelerini" birbirlerinin kafalarına atıyorlardı. Adeta pijama yastık savaşına dönmüştü ortalık. Bazıları ise masa altlarında düşünce toplamaya çalışıyorlardı. Bizim Hırsız da daldı masaların altına...
Düşünce toplayanlardan birisi elindekilere öfkeli gözlerle bakıp, ''Propaganda bunlar!'' deyince ortalık buz kesti. Tartışma o an bitti... Herkes ceplerini karıştırmayı bıraktı... Yerlerde düşünce toplayanlar, bardan ellerindeki bardaklarla çıkıp, sahile gittiler...
Ellerindeki topladıklarını birbirlerine gösterip çoğunun sahte olduğu konusunda vardıkları kararı sessizce birlikte onayladılar...
Hırsız sahilde konuşulanlardan iyi kötü tanımıştı onları.. Hepsi düşünce çöpçüsüydü... Mesela Aylin tek tekçiydi... Ona günde bir düşünce yetiyordu... Kendi başına takılıp tüketiyordu bulduğunu... İsmet tam bir çöpçücüydü, ne bulursa alıp başkalarına, üstüne kârını ekleyip satıyordu.
Hakan ise antikacıydı... İşin erbabıydı... Bulduklarını temizleyip cilalıyor gidip kendisi gibi antikacılara gösteriyor, sonra da istifliyordu... Hırsız bir yol seçmeliydi...
Ne yapmalıydı? Sahildekilerin yere attıklarını ceplerine doldurup, hızla bara döndü...Çaldığı o zenginlikleri hırsla başkalarının kafalarına atmaya başladı... Fakat Şimdilik bunu yapıyordu...
